11 Temmuz’da online olarak “Leukemia&Lymphoma” dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, lenfoma mağdurlarının uzun dönemde kronik böbrek yetmezliği (KBY) gelişimi için önemli ölçüde risk altında olduğu bildirildi.
Çalışmada, Washington DC’deki Medstar Washington
Hastane Merkezi’nden ve Sanjal H. Desai ve meslektaşları, lenfoma mağdurlarında
uzun süreli KBY paternlerini tanımlamak için tanı sırasında ve tanı sonrası 1.,
2., 5. ve 10. yıllardaki glomerüler filtrasyon hızlarını (GFR) kaydettiler.
Araştırmacılar 397 hastadan (ortanca yaş, 55,3 yıl;
%54 erkek; % 60 Afrikalı-Amerikalı), %42’sinde hipertansiyon, %15’inde
diyabetes mellitus, % 3’ünde hiperürisemi, % 86’sında kemoterapi alımı ve %14’ünde
tanı sırasında KBY olduğu saptandı. Hastaların yaklaşık 1/3’ünde (% 31) lenfoma
tanısı konulduktan sonraki 10 yıl içinde KBY gelişti. Zamanla KBY gelişme
olasılığında önemli bir artış kaydedildi. Bu oran 1. yılda %23, 10. yılda %41’e
yükseldi. Araştırmacılar, GFR’de yılda 4,6 mL/dak düşüş gözlediler. KBY
gelişiminde yaş, hipertansiyon, hiperürisemi ve diyabet hastalığının (genç
hastalarda) belirleyici olduğu saptandı.
Araştırmacıların
sunduğu bu bulgular, uzun süreli lenfoma mağdurlarında böbrek fonksiyonunun
izlenmesi gereğini gösterdiği gibi, gelecekte lenfoma yı yenen hastalarda KBY’yi
önleme stratejilerini tanımlamak için planlanacak olan ileriye dönük prospektif
çalışmaların temelini de atmaktadır.
Kaynak:
Desai SH et al. Lymphoma survivors have an increased
long-term risk of chronic kidney disease. Leuk Lymphoma 2020:1-8.
Bu yıl COVID 19 pandemisi nedeniyle sanal olarak yapılan EHA
kongresinden derlediğimiz çalışmaları özetlemeye devam ediyoruz. Kongre
bilimsel programda sunulan klinik çalışmada ileri evre hodgkin lenfoma hasta
grubunda 2 kür tedavi sonrası çekilen PET BT sonucu negatif bulunan ve tedaviye
ek 2 kür ile devam ederek tedavisi sonlandırılan hasta grubunda, negatif PET BT
sonrası 4-6 kür ek kemoterapi daha alan gruba göre genel sağkalım (OS) daha iyi
saptandı.
Bu yıl sanal olarak yapılan EHA kongresinde bilimsel
programda sunulan klinik çalışmada ileri evre hodgkin lenfoma hasta grubunda 2
kür tedavi sonrası çekilen PET BT sonucu negatif bulunan ve tedaviye ek 2 kür
ile devam ederek tedavisi sonlandırılan hasta grubunda, negatif PET BT sonrası
4-6 kür ek kemoterapi daha alan gruba göre genel sağkalım (OS) daha iyi
saptandı.
Alman Hodgkin Çalışma Grubu tarafından yürütülen
uluslararası, çok merkezli, randomize, açık etiketli, faz 3 bir çalışma, ileri
evre Hodgkin lenfomalı hastalarda, metabolik görüntüleme yöntemi olan PET
BT’nin yoğun kemoterapi rejimi olan ve bleomisin, etoposit, doksorubisin,
siklofosfamid, vinkristin, prokarbazin ve prednizolon’dan oluşan EBEACOPP
rejiminin siklus sayısına olan etkisini ve güvenilirliğini araştırdı (HD18; NCT00515554).
Bu çalışmada, yeni tanı konmuş ileri evre Hodgkin lenfoma
tanısı almış 18 ila 60 yaşları arasındaki yetişkin hastalara, 2 siklus eBEACOPP
rejimi sonrası 18-floro-2-deoksi-D-glukoz ile PET BT görüntüleme yapıldı (PET-2). PET-2-pozitif hastalığı olanlar,
rituksimab ile veya ritüksimab olmadan 6 ek eBEACOPP siklusu almak için randomize
edilirken, PET-2-negatif hastalığı olanlar 6 (bir protokol değişikliğinden
sonra 4) veya 2 ek döngü alacak şekilde randomize edilmiştir. Çalışmanın birincil
sonlanım noktası progresyonsuz sağkalım (PFS) ve ikincil sonlanım noktaları ise,
uzun dönem OS, güvenlik ve geç toksisite olarak belirlendi.
HD18’in nihai analizinden elde edilen temel bulgular,
PET-2-negatif hastalığı olan hastalar için, eBEACOPP sikluslarının etkinlikten
ödün vermeden 8/6’dan 4’e düşürülebileceğini ortaya koydu. Ayrıca, sadece 4 siklus
eBEACOPP rejimi alan alt gruptaki
hastalarda, daha fazla sayıda eBEACOPP rejimi alan hastalara kıyasla daha düşük
şiddetli enfeksiyon ve organ toksisitesi saptandı.
Mevcut analizde, araştırmacılar, 66 aylık medyan takipte
HD18 çalışmasına kayıtlı PET-2-negatif hastaların alt grubu için 4 siklus
kemoterapinin uzun süreli etkinliği ve güvenliğini 8/6 siklus kemoterapi ile
karşılaştırdılar . Tedavi sayısı yönünden 4 siklus eBEACOPP alan 474 hastada (%
98.1) 6/8 kür (% 95.3; tehlike oranı [HR], 0.36; 95% CI, 0.17-0.74; P = .0038) tedavi
alan hasta grubuna göre belirgin bir şekilde daha yüksek 5 yıllık OS oranı görüldü.
4 siklus kemoterapi alan hastalar lehine çıkan sağkalım
farkının 6/8 siklus kemoterapi alan hasta grubundaki tedavi ilişkili ölümlere
bağlı olduğu bildirilmiştir. Ek olarak, 5 yıllık kümülatif lösemi/miyelodisplastik
sendrom (MDS) insidansı 6/8 siklus
kemoterapi alan hastalarda %1.7 iken ve 4 siklus alan hastalarda %0.4 saptanmıştır
(P = .13).
Analiz, 61 aylık medyan takip süresinde PET-2 negatif
hastalar için 4 siklusa karşı (200 hasta) 6 siklus kemoterapi alan hastalar
(202 hasta) ile sınırlandırıldığında 5 yıllık sağkalımlar arasında herhangi bir
fark saptanmadı (sırasıyla %97.5’a karşı %96.3) (HR, 0.46; 95% CI, 0.14-1.48; P
=.18). Yine, 4 siklus kemoterapiye kıyasla 6 siklus kemoterapi alanlarda, 5
yıllık lösemi/MDS kümülatif insidansı arasında da fark saptanmadı (sırasıyla%
1.0 ve% 0.5) (P = .58).
Çalışmayı sanal kongrede sunan Alman Çalışma Grubu’ndan Stefanie
Kreissl “4 kür doz artırılmış eBEACOPP tedavisinin PET-2 negatif hastalarda
kabul edilebilir bir toksisite profili ile olağanüstü etkinlik gösterdiğini
kaydederken, öte yandan, azaltılmış tedavi ile bile, tedavi yükünün de önemli
bir belirleyici olduğu, bu nedenle gelecekteki klinik çalışmaların özellikle
genç hasta kohortu için tedavi tolere edilebilirliğini daha da artırmayı
amaçlaması gerektiğini” sözlerine ekledi.
Kaynak
Kreissl
S, Goergen H, Kobe C, et al. PET-guided treatment in patients with
advanced-stage Hodgkin lymphoma: Follow-up analysis of PET-2 negative patients
in the HD18 trial by the German Hodgkin Study Group. Presented at: Virtual
Edition of the 25th European Hematology Association (EHA) Annual Congress; June
2020. Abstract S222.
Borchmann
P, Goergen H, Kobe C, et al. PET-guided treatment in patients with advanced-stage
Hodgkin’s lymphoma (HD18): Final results of an open-label, international,
randomised phase 3 trial by the German Hodgkin Study Group. Lancet.
2018;390:2790-2802.